istanbuldanışmanlık ve koçluk merkezi psikologpedagog 05057675885
ekremculfa@gmail.com
BEYNE DAYALI ÖĞRENME
18/01/2015 İnsanların bütün öğrenmeleri beyinle ilgili olduğuna göre ‘beyne-dayalı’ öğrenme ne demektir? Beyne-dayalı öğrenme, beynin işlevine ve yapısına uygun öğrenmedir. Sinirbilim araştırmalarıyla beynin nasıl çalıştığınıanlayarak, öğrenmeyi en üst düzeye çıkarmakla ilgilidir. Beyne-dayalı öğrenme izlememiz gereken kesin kurallar sunmaz; ancak beynin doğasını gözönünde bulundurmamızısöyler. Beyin hakkında bildiklerimizi kullanarak daha çok öğrenene erişebiliriz. Kısacası,beyne-dayalı öğrenme beyni anlayarak, onun yapı ve işlevlerini aklımızda bulundurarak öğrenmeyi düzenlemektir (Jensen,200). Okul hayatında öğrencilerin öğrenmelerini kolaylaştırmak ya da üst düzeye çıkarmak için neler yapmalıyız? Beyini Desteklemek Beyini Beslemek: Beynin yemeğe ve oksijene ihtiyacıvardır. Bunlar beyine kan pompalanmasını sağlarlar. Yetişkin bir vücudun ağırlığının yüzde 2’si beyin olmasına rağmen vücudun yüzde 20 enerjisini beynimiz tüketir. Sağlıklı gıdalar düzgün beyin fonksiyonları için önemlidir. Beynimiz için önemli olan sağlıklı gıdalar içinde balık, yumurta, yeşil sebzeler, buğday, tavuk ve meyveler yer alır. Temiz Hava: İyi kaliteli bir hava cok oksijen az karbondioksit içerir ve bu zihinsel fonksiyonların gelişmesi için önemlidir. Yeşil yapraklıve çiçekli bitkiler havayı temizler. Kirletici ve güçlü kokulardan uzak durmalıyız. Uzmanlar, çevre kirliliğinin hafızanın zayıflamasına yol açtığınısavunuyorlar. Bu yüzden zihinsel fonksiyonların daha iyi çalışması için temiz hava oldukça gerekli. SıkıUyku: Hayatımızın 1/3'ü uyumakla geçiyor. Napolyon ve Florence Nightingale bir gecede ortalama 4 saat uyurken, Thomas Edison uyumanın sadece zaman kaybı olduğunu savunuyordu. Peki o zaman neden uykuya ihtiyaç duyuyoruz? Bazıları uykunun günlük aktiviteler sırasında harcanan enerjiyi geri kazanmak için gerekli olduğunu savunuyor. Ancak şaşırtıcı bir gerçek de şu yönde: 8 saatlik uyku esnasında depolanan enerji sadece 50 Kcal; yani yediğiniz bir tostun verdiği enerjiyle aynı. Hafıza ve esnek düşünmeyle ilgili değerlerimizin normal ölçülerde seyretmesi için uykuya ihtiyaç duyuyoruz. Diğer bir deyişle, uyku beyin gelişimi üzerinde önemli bir etkiye sahip. Uykusuzluk beynin çalışmasını ciddi ölçüde etkiler. Uykusuzluk dalgınlığa, unutkanlığa, konsantrasyon eksikliğine yol açar. Bu yüzden beyin fonksiyonlarının daha iyi çalışması, öğrencilerin derslerine daha iyi motive olmaları ve daha kolay yeni bilgiler öğrenmeleri için sıkı bir uyku şarttır. Su:Beynimizde yaklaşık olarak %80 su bulunmaktadır. Öğrenciler hafif susuz olduklarında dağınık, huzursuz, uyuşuk ve yavaş olurlar. Bol su içmek beyin fonksiyonlarınıgeliştirir. Portakal suyu, çay, kahve gibi içecekler suyun yarattığı düzgün etkiyi yaratamazlar. Öğrencilerin yanlarında su şişeleri olmalı böylece onlar dersi bölmeden su ihtiyaçlarını karşılayabilirler. Tabi tuvalet aralarıkaçınılmaz olur. ORTAMI GÜÇLENDİRME Okul hayatında öğrenmeyi kolaylaştırmak için beyini desteklemenin yanında öğrenmenin olduğu ortamda çok önemlidir. Öğrenmenin olduğu ortamı güçlendirmek, daha çok hücrenin desteklenmesini ve yeni nöronların gelişmesini sağlar. Bunun anlamı, bulunduğumuz sınıfı güçlendirerek daha geniş bir beyin inşa edebiliriz. Sınıfı güçlendirmek için bazı önemli ilkeler: Yenilik:Sınıfıtemiz ve yeni tutmak önemlidir. Öğrencilerin beyinleri aynı eski uyaranlara alışırlar ve onun gücünü kaybederler. Teşvik etmek: Öğrenmeyi kolaylaştırmak için ilgi çekici içerikler ve görevler sağlanmalı. Anlam:Anlam arama doğuştan gelen bir istekdir. Öğrenilen şeylerin anlamlandırılmasısağlanmazsa bunlar kopuk bilgiler halinde bir an beyne girecek ancak bağlantılar sağlanmayıp bir süre sonra yok olacaklardır. Bu yüzden konular öğrencilere anlamlandırılarak öğretilmeli. Geri Bildirim: Öğrencileri hedefte tutmak için sık ve hemen geri bildirim sağlanmalı. Öğrencilere geri bildirim sağlandığında onlar bilgilerini tekrar gözden geçirirler bu da onların öğrenmelerini kolaylaştırır. Bilgiler ne kadar tekrar edilirse o kadar akılda kalıcı olur. Bulunduğumuz ortam öğrenmeyi etkilemektedir. Çevrenin temiz olması, konuların ilgi çekici olması, öğrenilen konuların anlamlı olması ve geri bildirim olması öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır. Ortamıgüçlendirmede renklerin ve kokularında büyük etkisi vardır. RENKLER Çevreden bahsetmişken siz duvarları siyah olan bir sınıfta öğrenmeyi kolay gerçekleştirebilir misiniz? Hayır dediğinizi tahmin edebiliyorum çünkü renkler beynimizi ve vücudumuzu etkiler. Renklerin anlamlarına bakalım, buna göre okul ve sınıf duvarlarına dikkat edelim. MAVİ:Çalışma, düşünme, yoğunlaşma. MOR: Sakinlik ve iyi iştah kontrolü. PEMBE: Huzurlu, yatıştırıcı. KIRMIZI: Yaratıcı düşünme, kısa vadeli enerji artırır. YEŞİL: Yaratıcılık, uzun süreli enerji. SARI,TURUNCU: Fiziksel iş, egzersiz, pozitif ruh hali. PASTEL RENKLER: Aktivitelere karşı ilginin en az bozulması. KOKULAR Bazı kokular ise öğrencilerin ayık kalmalarınısağlar ve öğrenilenleri onların hafızalarına sokmada yardımcı olabilirler. LAVANTA: Stresi azaltır. LİMON:Pozitif ruh hali. NANE:Dinçleştirmek. ELMA:Beyin dalgalanmalarını rahatlatır ve kan basıncını azaltır. Öğrenmeyi anlamlı hale getirmek çok önemlidir. Duygusal olaylar beyinde daha kalıcıdır bu yüzden duygulara dayalı anlatım yapılabilir. Örneğin, öğretmen müzik, oyunlar, hikâyeler, benzetmeler, kutlamalar ile duygular oluşturmalıdır. Yeni bir şey öğretirken ya da öğrenirken eski bilgilerimizle bağ kurarsak yeni öğrendiğimizi daha kalıcı hale getirmiş oluruz. En önemli şeylerden biride öğrenci kendini bulunduğu ortamda güvende hissetmeli rahatça soru sorabilmeli ve fikirlerini söyleyebilmelidir. Herşeyden önce bilmemiz gereken şey, beynin benzersiz olduğudur. Bilim insanları,parmak izi gibi beynin de benzersiz olduğunu doğrulamışlardır. Okul hayatında öğrenmeyi kolaylaştırmak ya da üst düzeye çıkarmak için öğrencilerin ve öğretmenlerin bunlara dikkat etmeleri gerektiğini düşünüyorum. 0533 373 81 23 Yararlanılan Kaynaklar Jensen, E. (2000) “Brain-Based Learning—A Reality Check” Educational Leadership April, Vol.57, No.7, Pgs. 76-79, ASCD. Alexandria, VA. Kagan, S.(2006) ‘’Brain-Based Learning’’Kagan Press: Australia |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
TEKNOLOJİNİN ÇOCUKLAR VE ERGENLER ÜZERİNDE Kİ ETKİSİ - 18/01/2015 |
Gün geçtikçe teknoloji hayatımıza da fazla dahil oluyor. Çocuklar istedikleri zaman telefonlara, tabletlere veya bilgisayarlara ulaşabiliyorlar. |
ÇOCUK VE İNATÇILIK - 18/01/2015 |
Anne-babaların ve bizlerin en çok karşılaştığı problemlerden biridir inatçılık. İnatçılık 2-3 yaşında başlar ve daha sonra ki yaşlarda azalır. |
ÇOCUKLARDA SALDIRGANLIK - 18/01/2015 |
Saldırganlık her insanda varolan bir dürtüdür. Belli yaşlarda normal bir tepki biçimi olarak kabul edilebilirken belli yaşlardan sonra artık normal karşılanmamaktadır. |
SOSYAL FOBİ - 18/01/2015 |
Sosyal fobi, kişinin sosyal durumlar karşısında duyduğu aşırı korku, heyecandır; bir tür anksiyete rahatsızlığıdır. |
İLETİŞİM BOZUKLUKLARI-KEKELEME - 18/01/2015 |
Kekemelik genellikle çocuklukta başlamaktadır ve derecesi duruma ve özel kelimelere göre değişkenlik göstermektedir. |
Çocuğunuza Sınır Koymakta Zorlanıyor musunuz? - 18/01/2015 |
Kural tanımayan çocukların anne-babaları şu soruyla karşılaşır; ‘’Neden bazı çocuklar sorun yaratmazken bizim çocuğumuz sorun yaratıyor?’’ |
ÇOCUKLARDA PARMAK EMME - 18/01/2015 |
Bebekler ana rahmindeyken parmak emmeyi öğrenirler. Yeni doğan bebeklerin hemen hemen hepsinde parmak emme davranışını görmek mümkündür. |
ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU - 18/01/2015 |
Çocuklarda okul korkusu her yaşta ortaya çıkabilir. Kreşe giderken sorun yaşamayıp, ilköğretime başladığında sorun yaşayan çocuklar vardır. |
ENKOPRESİZ (KAKA KAÇIRMA) - 18/01/2015 |
Enkopresiz (kaka kaçırma) çocuklarda görülen dışkı bozukluğudur. Çocuğun uygunsuz yere kakasını yapmasıdır. |