|
ÖĞRENİLMİŞ İYİMSERLİK ÇARESİZLİK ÖĞRETİLEBİLİYORSA POZİTİF BAKIŞ AÇISI DA ÖĞRETİLEBİLİR Mİ? ‘’Öğrenilmiş çaresizlik’’ teorisiyle bilinen Martin Seligman, Amerikalı bir psikolog, 20yi aşkın kitabın yazarı ve “Öğrenilmiş İyimserlik” kuramının da yaratıcısıdır. Aynı zamanda Pozitif Psikolojinin kurucusu olarak ta tanınır. ‘’Psikoloji yalnızca tıp bilimi, ya da sağlıksız şeyleri iyileştirmek değildir. Eğitimle, işle, evlilikle hatta sporla alakalıdır. Benim görmek istediğim şey psikologların, insanların her alanda güçlenmeleri için yardımcı olmaya çalışmalarıdır’’ Martin Seligman Öğrenilmiş çaresizlik, bireyin hoşuna gitmeyen bir uyaranla defalarca karşılaşması ve artık bundan kurtulamayacağına inanıp çabalamaktan vazgeçmesi ile oluşur. Bu teori, içinde bulundukları durumu değiştiremeyeceklerine inanmış insanları tanımlamada kullanılır. Kafanızda şekillenmesi açısından küçük bir örnek vermek gerekirse; Filler daha yavruyken, kalın bir zincirle bacağından bir direğe bağlanır. Önceleri hayvan kaçmaya çalışır ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın ne zinciri koparabilir ne de direği yerinden oynatabilir. Fil yavrusu ayağında zincirle büyür ve kaçamayacağını kabullenir. Özgürlük kavramını yitirir. İşte bu noktada ayağındaki zincir çözülür ve yerine konulan ince bir halatla birkaç santimetre boyunda tahtadan bir çubuğa bağlanır. Fil, bu koşullarda kolaylıkla kaçabilecek olmasına rağmen olduğu yerde kalır. Çünkü hâlâ var olduğunu sandığı zincirini asla kıramayacağına inanır. Fil büyüyünce ipten kurtarılır. Ama artık o alanın dışına çıkamayacağını öğrenmişti. Bunun tersine “Öğrenilmiş iyimserlik” ise bir işi başarmanın mutlaka bir yolunun olduğuna inanmak, yaşanan başarısızlığı geçici bir durum olarak görmek ve sorunlara çözüm geliştirmek için hamle üzerine hamle yapmak üzerine kurulu bir zihin durumudur. Çözüm odaklı ve analitik olarak olaylara bakabilmektir. ‘’Nasıl ‘’ sorusunu sorarak, mevcut durumlara karşı dayanıklı, çözüm üreten ve pozitif bir bakış açısı gösterebilme halidir. Ne yaparsam yapayım bu sorunun üstesinden gelemem, diyen bir zihin yapısı yerine, hangi kaynaklarımı kullanarak mevcut durumdan çıkabilirim yaklaşımını geliştirebilmektir. Bu yazıyı okuyan bazılarının ‘’can çıkmadan huy çıkmaz’’ dediğini duyar gibiyim. Haklısınız, insanların kişilik özellikleri farklılık gösterir. Bununla birlikte bu özellikler geliştirilebilir, güncellenebilir, yeni özellikler öğrenilebilir. Kişi yeter ki, iyimser bir bakış açısının hayatına katacağı dayanıklılığı, gücü ve zenginliği fark edebilsin. Martin Seligman iç sesimizi ve düşüncelerimizi kontrol etmeye alışmak adına bize kolay bir egzersiz öneriyor. Buna göre, en azından kendimizi iyimser düşünmeye alıştırana dek zorlu durumları ve bunlara karşın aklımıza gelenleri kağıda dökmek, düşüncelerimizi kontrol etmek için faydalı bir yol olabilir. Çünkü yazmak, zihnin fotoğrafını çekmek gibidir ve çok iyi bir farkındalık çalışmasıdır. KÖTÜMSERLİKTEN İYİMSERLİĞE DOĞRU 5 ADIM 1. Olumsuz durumun ne olduğunu yazın: Çarpıtmadan, olabildiğince sade bir şekilde olumsuzluğu kağıda geçirin. 2. Olumsuzluk karşısındaki düşünce ve inançlarınızı yazın: Sevgiliniz günaydın mesajını her zaman ki saatinde değil de bir saat geç yazdıJ veya müdürünüz bir diğer iş arkadaşınızla konuşurken size doğru baktı. Aman Allahım ve bu günkü toplantıyı da erteledi. Ne düşünürsünüz? 3. Sonuçları yazın: Sizde kalan duygu ne oldu ve olumsuzluğa nasıl tepki verdiniz? Ne hissediyorsunuz? 4. İnançlarınızı gözden geçirin ve tepkinizi nasıl etkilediğini değerlendirin. Gününüz bundan nasıl etkilendi. Kendinizi berbat mı hissediyorsunuz? Yaşam enerjinize o an 10 üzerinden bir puan vermiş olsanız bu kaç olurdu. Farklı düşünebilseydiniz, sonuçlar veya uzun süren his farklı olur muydu? 5. Kötümser düşünceleri kafanızda yeniden çerçevelendirmeye odaklanın: Yukarıda yarattığınız kötü senaryoyu ve kader kurbanı olduğunuz inancını bir kenara bırakıp, alternatif nedenler düşünmeye çalışın. Müdürünüz ya da sevgilinizin bunları yapmak için başka bir sebebi olabilir mi? Bir diğer deyişle, beyin fırtınası yapın ve sizi daha sakin, daha yetkin hissettirecek düşünceleri bulmaya çalışın. Bunu başarabildiğinizde ve kendi içinizde bu duruma ikna olduğunuzda yaşam enerjinize yeniden bakın. Olumlu düşünüp olayın diğer pozitif senaryolarını fark edebildiğinizde yaşam enerjinizi 10 üzerinden kaç olarak hissediyorsunuz? İki düşünce arasında ki yükselmenin verdiği enerjiyi fark edin. Bu çalışmayı yaparken, doğru ve derin nefesler almayı unutmayın. İyimser bir bakış açısı kazanmanın hayatınızda ki pozitif etkilerini deneyimlemek ve yepyeni bir hayata adım atabilmek için bol bol ilgili kitaplar okuyun. Her şeyden önce de OKUMANIZ GEREKEN İLK KİTABI YANİ KENDİNİZİ OKUYUN VE TANIYIN. İhtiyacınız olanın farkına varın. Tüm bunları yaparken iyi bir yol arkadaşına ihtiyacım var diyor iseniz, iyimser bakış açısını öğrenmek ve hayata pozitif bir pencereden bakabilmek için profesyonel bir destek almaktan çekinmeyin. Çünkü tek ve biricik olan bir hayatımız var. Yüksel Köksal Yaşam Koçu/Aile Danışmanı 0 535 4336620 0 533 3738123 0 216 3476003 |
Duyuru Arşivi |